12 Şubat 2011 Cumartesi

Tarihi Vefa Bozacısı, Al Ries ve Odaklanma Kuralı.

















Al Ries yıllardır "Odaklanma Kuralı" ile ilgili konuşur. Yatırımcıların, kurucuların, pazarlama yöneticilerinin, yarattıkları markaların başarısının sarhoşluğuyla farkı kategorilere uzandığından ve bunun sonun başlangıcı olduğundan bahseder. Kayıtsız, şartsız haklıdır. Bunun ne kadar doğru bir tespit olduğunu bugün Tarihi Vefa Bozacısı'nda bir kez daha anladım.

Tarihi Vefa Bozacısı'nın kökleri 1876 yılına kadar uzanır. Boza dendiğinde akla gelen ilk isimdir Tarihi Vefa Bozacısı.

Bildiğiniz gibi Boza da sarı leblebiyle içilir. Bozada elde ettiği başarının ardından Tarihi Vefa Bozacısı leblebiyi de aynı dükkanda satayım diye düşünmemiş. O zamanlar Al Ries ortalarda olmamasına rağmen Tarihi Vefa Bozacısı odaklanma kuralına sadık kalmış.

Tarihi Vefa Bozacısı'na gelenler önce karşısındaki Vefa Leblebicisi'nden sarı leblebilerini alırlar ve ardından bozalarını içmek üzere tarihi dükkana geçerler. İsteseydi dükkanın içinde sarı leblebiyi de ben satacağım derdi Tarihi Vefa Bozacısı. Ama dememiş ve pazarlamanın en hayati kurallarından biri olan "Odaklanma Kuralı"na sadık kalmış.İyi ki öyle yapmış; başarısı ortada.

Böyle başarılı Türk markalarına baktıkça düşünmeden edemiyorum. Aslında Osmanlı 19. Yüzyıl'ın sonlarından itibaren Avrupa'da başlayan ve bizim de içinde olduğumuz ateşle yarım yüzyıl yanmasaydı, zaman ve sermaye kaybetmez; böylece Amerika'da doğan markalar kadar marka bu ülkeden dünyaya yayılırdı. Buna eminim.




















Hiç yorum yok: