6 Şubat 2011 Pazar

Algılama yönetimi açısından "Seninle bir dakika"


Milletçe bizde 9/11 etkisi yaratan bu olayı uzun süre hafızalarımızdan silememiştik. Türkiye Markası için sektörden stratejist arkadaşlarımla çalışırken bile "Seninle Bir Dakika" gündem konusu olmuştu. Midnight Express'ten sonra Türkiye Markası'na darbe indiren en büyük olaylardan biriydi sanki 1975'in Eurovision'u. Özetle bu olay, milli bilinçaltımızda İnebahtı Bozgunu etkisi yaratmıştı :(

Bu sonuçla Avrupa kamuoyunun verdiği mesaj açıktı: Siz Türkler müzikten anlamıyorsunuz. Hele batının müziğiyle uzaktan yakından bir alakanız olamaz.

Oysa ben o şarkıyı çok sevmiştim. Hatta ilk duyduğumda 12 yaşın verdiği platonik duygularla sevdiğim ilk kızı hayal etmiştim. Ama şarkı yarışmada sonuncu olunca, bu şarkıyı dinlerken seni düşündüm diyemedim kızcağıza elbette. Daha açılamadığım sevdiğim kızın müzikten anlamadığımı düşünmesini istememiştim. (Daha Kabataş Erkek Lisesi'ne henüz gitmemiştim ve içimdeki asi ruh palazlanmamıştı.)

Peki gerçekten "Seninle Bir Dakika" kötü bir şarkı mıydı?

Elbette, değildi! Amatör müzik bilgimle bile rahatlıkla söyleyebilirim ki; "Seninle Bir Dakika"nın müzikal alt yapısı tartışılmaz. Akor yürüyüşündeki matematiğe bakan en amatör müzisyen bile bunu rahatlıkla görebilir.

Bu nedenle, "Seninle Bir Dakika"ya tamamen algılama yönetimi açısından bakmalıyız. Eurovision bugün bile tam bir siyasi arenadır. Bugün hala hissedilen "Avrupa'da Türk etkisi istemiyoruz" tavrı, o gün müzikal (!) bir alanda baş göstermiştir, o kadar.

Şarkı güzel... Hem de pek güzel. Şarkıyı bir de Özlem Tekin'den dinleyin. O da güzel söylemiş. Sonra, "Seninle Bir Dakika"yı Fransızca hayal edin; yabancı dilde "Unutulmayanlar Listesi"ne girer miydi girmez miydi, düşünün:)

Algılama yönetimi işte böyle bir şey. Gerçekler bilmediğimiz diyarlarda sıradağlar gibi dizilebilir. Maalesef bunun bir önemi yok. Oysa algı o gör(e)mediğimiz dağları zihnimizde nasıl canlandırdığımızdan başka bir şey değildir.

Dün "Seninle Bir Dakika"yı Youtube'da dinleyince düşündüm bunları. Avrupa "sen sonuncusun" dediği için beğenmediğimiz romantik bir şarkının itibarını kendi tarafımda iade etmek istedim. O zamanlar sevdiğim kıza, "Seninle Bir Dakika'yı dinlerken seni düşündüm" diyemediğim için, algılara yenildiğim için utandım.

Hiç yorum yok: