1 Kasım 2010 Pazartesi

LEGO ve Tüketici Deneyimi



















Bu konuda ilk miydi bilemem ama Barnes & Noble, satın alma zorunluluğu koymadan kitaplarını mağazalarında okutan ilk markalardan biridir. İlk değilse bile bu deneyimi tüketicilerine yaşattığının iletişimini kuran ilk markadır. Çünkü O'nun yaşattığı bu deneyim dillere pelesenk olmuştu.

Perakendenin tamamen deneyim üzerine inşa edildiğini ve bu koca endüstride marka değeri denen olgunun farklılık ve çalışanların performansından başka bir şey olmadığını her yerde anlatıyorum.

İşte LOGO da deneyimi pazarlama stratejisinin merkezine alan markalardan biri. Ne zaman İstinye Park LEGO mağazasına gitsem, bir şeyler alırım ama almasam da kızım İdil oyun köşesinde keyifle oynar. Kimse orada çocukların yaramazlıklarından rahatsız olmaz, farklı aileler çocukları vasıtasıyla kaynaşır, anneler çocuklarla ilgilenirken ya da onların hoşuna gidebilecek oyuncaklara bakarken, babalar da kendilerinin de oynayabileceği gemi, tank ve uçaklara göz gezdirirler.

Deneyim dediğimiz şey budur. Ben oraya pek çok ailenin alışveriş merkezinin gürültüsünden delirmek üzere olan çocuklarını LEGO'nun oyun bölümünde sakinleştirmek için girdiklerini düşünüyorum. Mağazaya giren müşteriler üzerinde bir araştırma yapmayı çok isterdim. İçeriye giren müşterilerin miktarını, ne kadarının satın alma yaptığını ya da ne kadarının satın alma yapmadan çıktığını çok merak ediyorum. Ancak bildiğim bir şey varsa o da, bu oranlar ne olursa olsun, LEGO'nun deneyim anlayışının kesinlikle başarılı olduğu ya da olacağıdır.


Hiç yorum yok: