17 Eylül 2010 Cuma

Perakende hedonisttir... Öyleyse, Fashion's Night Out davranışı her gün mümkün değil midir?

Dün akşam İstinye Park'taydım. "Gate" kalitesinde bir içeri giriş sonrasında, Mezza Luna'nın önünde "anti-ütopya" tadında yemek kuyruğunu (en son Istanbul Üniversitesi Turan Emeksiz Yemekhanesi'nde yaşamıştım) görünce bir şeylerin farklı olduğunu hissettim.

İçerisi tıklım tıklımdı. House Cafe'nin garsonu geciken yemek için defalarca özür diledikten sonra, "inanın böyle bir kalabalık beklemiyorduk" dedi. Mağazaların vitrinlerindeki teatral etkinliklerin fotoğraflarını çekenler, stilistlerle kırk yıllık arkadaşmış gibi sohbet edenler, sevgilileriyle orada buluşanlar harika bir resim oluşturmuştu.

Perakende hedonisttir. Hayata bağlıdır. Özünde canlılık vardır. Şık giyinmiş insanlar, elinde kadehiyle alışveriş yapanlar, flört edenler... Dün İstinye Park'ta gördüğüm Fashion's Night Out'da bunlar vardı. Şimdi bir mağazanın her günü Fashion's Night Out tadında yaşadığını düşünün. Fashion's Night Out içeriği her gün mümkün olmasa da, Fashion's Night Out davranışı her gün mümkün değil midir? Her günü böyle yaşayan perakendeciler var bu dünyada. Mesleklerine aşık bu insanlar, iş felsefelerini çalışanlarına yayıyor; yarattıkları mükemmel deneyimi tüketicileriyle paylaşıyor ve markalarını pazarlama tarihine yazıyorlar. Çünkü onlar her gün Fashion's Night Out'muşcasına çalışıyorlar.


Hiç yorum yok: