26 Ağustos 2010 Perşembe

Tarihte önemli bir sosyo-ekonomik tekrar: Justinianus'un liberal Bizans'ı ve Özal dönemi.

Geçenlerde kitaplığımı toparlarken çıktı ortaya. Çıkınca da yıllar önce bu kitapla ilgili Radikal'de çıkan bir yazım geldi aklıma.

Kitabın adı: Bizans'ın gizli tarihi. Prokopius'un altıncı yüzyılda yazdığı bu gayrıresmi tarih kitabında, İmparator Justinianus döneminin perde arkası anlatılıyor. Ayrıca Prokopius'un bu eseri, yazarlarla devleti yönetenler arasındaki çatışmanın altıncı yüzyıldan kalma güzel bir örneği.

Ancak yıllar önce bu kitabı okurken, İmparator Justinianus döneminin Özal dönemiyle büyük ve tuhaf benzerlikler taşıdığını fark etmiştim.

Kitabın yazarı Prokopius, Bizans tarihine damgasını vuran İmparator Justinianus zamanında yaşayan bir devlet görevlisiydi. Seçkin ve aydın anlamına gelen Illustres unvanıyla ödüllendirilmişti. 562 yılında kent yöneticisi anlamına gelen Praefectur oldu. Bizans ordularının Gotlar, Vandallar ve İranlılarla yaptıkları savaşları anlatan, sekiz kitaplık "Savaşlar Tarihi"ni yazdı. Ancak Prokopius'u farklı kılan, resmi tarih yazan vakanüvis yanından çok, dönemin imparatoru Justinianus'a eleştirel bakışı ve bu bakışla yazdığı Türkçe adı 'Bizans'ın Gizli Tarihi' olan "Historia Arcana"dır.

Justinianus dönemi Bizans için gerçekten özel bir dönemdir. İmparator, hazırladığı yasalar, yaptırdığı kiliseler, yollar, köprüler, kaleler, saraylar ve yepyeni uygulamalarla, o dönem 200 yıllık bir tarihe sahip olan Bizans'ı önemli bir değişime uğratmıştır. Justinianus bir yönüyle Turgut Özal'a çok benzer. Onun da, Özal gibi, seveni de çoktur, sevmeyeni de... Yazarımız Prokopius da onu sevmeyenlerdendir. Ama Prokopius da, onun başarılı çalışmalarını reddetmiyor. Nitekim De Aedifiis, yani 'Yapılar' adlı 6 ciltlik yapıtında, Justinianus'un yaptırdığı eserleri anlatıyor. Fakat 'Bizans'ın Gizli Tarihi'nde Prokopius, Justinianus ve çevresine söylenmedik laf bırakmıyor. Ama bu arada öğrendiğimiz bilgiler, yukarıda belirttiğim tuhaf benzerliği de ortaya koyuyor.

Justinianus da, Özal da kanunlar yapmış. Her ikisi de yapılar, yollar inşa etmiş. Mesela Justinianus döneminde Ayasofya yapılırken, Özal döneminde GAP projesi başlamış. Yani, her ikisi de icraatçı liderler. Her iki lider de nerede iş bitirici adam varsa, yanlarında bulundurmaya özen göstermiş. Özal'ın Amerika'dan getirip yetkilendirdiği prensler gibi, Justinianus da hukukçu Tribonianus'u, general Belisarius'u, Kapadokyalı Yohannis'i yanına alarak tam yetkilendirmiş. Daha da ilginci Justinianus'un ailesi de Özal'ınki gibi geri planda kalmamış. Özal, hemen hemen bütün aile fertleri ile ilgili eleştirilere hedef olurken, Justinianus daha ucuz atlatmış; çünkü Justinianus'a yönelik eleştiriler, ağırlıklı olarak karısı İmparatoriçe Teodora üzerinde yoğunlaşmış. Türkiye'deki anti-Özalcı yazarlar gibi, Bizans'ta da Prokopius kalemi eline almış, başlamış yazmaya. Ama ne yazmak. Prokopius'un Justinianus için yazdıklarının yanında, Özal için yazılanlar devede kulak kalır.

Bizans'ta olup bitenlerle Özal dönemi arasındaki paralellikleri aktarmayı sürdürelim: Justinianus döneminde Bizans'ta Ariusçular, Monofizitler gibi mezhepler hortlarken, Özal döneminde de Türkiye'de tarikat patlaması yaşanmıştı. Justinianus posta servisini hızlandırmış, Özal da haberleşmede dev adımlar atmıştı. Bizans'ta Justinianus, Türkiye'de de Özal yabancılarla en çok temas kuran liderler olmuşlar. Hatta ikisi de, 'memleketi satıyor' diye ağır eleştiriler almış. Justinianus tahta çıkınca, her çeşit insan saraya girer çıkar olmuş; aynen Özal dönemindeki Çankaya Köşkü gibi.

Asıl öyle bir benzerlik var ki, insan donup kalıyor. Justinianus dükkân sahiplerinin mallarını istedikleri fiyata satmalarını serbest bırakmış. Yani Liberal Bizans! Bir de İmparator, bu liberal yaklaşımına karşılık olarak, dükkân sahiplerinden yıllık gelirlerinin yarısını devlete vermelerini isteyince, olan orta direk Bizanslı vatandaşa olmuş.

Prokopius'un kitabında böyle benzerlikler var. Justinianus da Özal da aynı topraklar üzerinde yaşandıkları için aslında bu çok normal. Ama Bizans'ın Gizli Tarihi'ni okudukça zihnimde Özal dönemine ait beliren çağrışımlar büyük heyecan uyandırmıştı. Mesela, bir de Bizans imparatorlarının, at yarışlarının yapıldığı Hipodrom'da ellerini yukarıda birleştirerek halkı selamlaması var. Bu selam da neredeyse Özal'ın selamının aynısı. Justinianus'un selamının Bizans'taki dört siyasi grubu (Maviler, Yeşiller, Kırmızılar ve Beyazlar) birleştirdiği söyleniyor. Yine dört siyasi eğilimi birleştiren Özal'ın selamının da aynı olması çılgın bir benzerlik değil mi?

Hiç yorum yok: