4 Haziran 2010 Cuma

İdidas ve kardeşi Nayk.

İkisi de büyük marka, ikisi de "lovemark". Ama benim ilk spor ayakkabım Adidas'tı ve Freud buna ne der bilemem ama, ben hala ona aşığım. Çünkü rahmetli dayım yurtdışından bir çift Adidas krampon getirdiğinde, ilk düşündüğüm şey, seke seke oynamak pahasına, kramponları tek tek giyip, Adidas'ımın ömrünü uzatmaktı.

Kızlar babalarına çekermiş, kızım İdil de Adidas'çı. Ama şimdilik ona "İdidas" diyor. Hiç de fena gelmiyor kulağa. Asırlık marka Pepsi Arjantin'de Pecsi olduktan sonra, - en azından kızım için - Adidas neden İdidas olmasın ki?

Burada kriter bizzat benim. Benim İdidas isminden ne hissettiğim önemli. Çünkü Adidas benim lovemark'ım. Ama İdil'den "İdidas" diye duyduğumda hiç rahatsız hissetmedim kendimi. Çünkü biri canımdan çok sevdiğim kızım, öteki de aşk markam. Hatta İdil İdidas dedikçe, Adidas'ı daha da sevdim. Üstelik sadece ayakkabılarını görünce değil, herhangi bir yerde Adidas'ın üç çizgisini görünce de "İdidas" diyor.

Ancak İdil geçenlerde Nike"ı da sevdiğini beyan etti. O da kim? diye sorduğumda verdiği cevap harikaydı: İdidas'ın kardeşi.

Al Rise ve Jack Trout'un pazarlamanın ikili bir at yarışı olduğuna dair kuralları çok doğru. İdil'in zihninde bu ikili şimdiden belirlenmiş durumda: İdidas ve Nayk:)







Kaynak:

http://www.hypebeast.com/image/2007/05/adidas-superstar-edition-1.jpg
http://www.doublekeyf.com/guzellik-bakim-makyaj-moda/117557-nike-air-max.html

Hiç yorum yok: