22 Haziran 2010 Salı

Cunda

Cunda benim için bir yeryüzü cennetidir. Her yıl mutlaka gittiğim ve kendimi en iyi hissettiğim yerlerden biridir. Her türlü lezzetin doruk noktasında olduğu bir yerdir Cunda.

Ayvalık'tan sıyrılıp, doldurma yolu geçip, Cunda sınırlarına girdikten sonra kendimi bir başka hissederim. Her gün kendine özel geçer Cunda'da. Gündüz gümüş balıklarını kovalayan uskumrular arasında yüzüp, aynı uskumruları akşam rakıyla mideye indirdikten sonra, Taş Kahve'de içilen bir sakızlı Türk kahvesinin tadıyla geçen günün kreması Türkiye'nin ilk Boğaz Köprüsü'nün üzerinden güneşin batışını izlemektir.

Bu yıl da böyle geçti ve gözlerim her yıl olduğu gibi Ayvalık vatandaşı şair Ilias Venezis'i aradı. Mübadelenin ardından doğduğu toprakları bırakıp gitmek zorunda kalan ama aşık olduğu toprakları asla unutmayan Venezis'i. Sait Faik gibi denizi ve balıkçıları yazan Venezis'i.

Biz gittiğimizde restorasyon çalışmaları yetişmemişti ama son gün gidip gördüm. 11 yıldır gittiğim Ortunç, meşhur koyunun doğasına uygun, mükemmel bir tasarıma kavuşmuş. Orhan Bey daha da güzelleştirmiş Ortunç'u. Genel Müdür Murat Bey de bu yılı güzel karşılamak için elinden geleni yapıyor. Ortunç sevenlere müjde.




Hiç yorum yok: