17 Mart 2010 Çarşamba

Yaşamı online ve offline diye ayıramayız.


Project House'da çok özel bir proje başlattık: DEEP TALK.

DEEP TALK, özünde ajans içi entelektüel stand-up'lar. Her ay üreten bir zihinle yan yana geleceğimiz, onu dinleyeceğimiz, onunla konuşacağımız, ona sorular soracağımız ve tüm ajansça dost olacağımız çok özel bir proje DEEP TALK. İlk DEEP TALK'u da çok özel biriyle başlattık: Cem Mumcu.

Cem çok ilginç şeyler anlattı bize? Aslında interaktif dünyanın farklı yanlarımızı ortaya çıkarmadığını, insan özelliklerimizin bir uzantısı olduğunu duyduk ondan. Yaşamın online ve offline diye ayrılamayacağını, bir bütün olduğunu ve değerlerin şekil değiştirerek devam ettiğini öğrendik. Bir saati aşkın bir süre keyifle dinledik onu. Bize bu keyfi yaşatan 3 şey vardı. Birincisi bunun ilk DEEP TALK olmasıydı. İkincisi Cem Mumcu'nun her zamanki sohbet tadında konuşmasıydı. Üçüncüsü ise Woody Allen'ın "en sevdiğim ikinci organım" dediği beynin gerçekleriyle yüzleşmemizdi. İnteraktif bahane! O gün orada pek çoğumuz, kendi beyinlerimizin sarsıcı durumunu sorgulamış olduk.

Ikinci DEEP TALK Barbaros Şansal ile. Bu kez de, herkesin kartvizitine ağdalı cümleler yazdığı bir dünyada kendisine "Terzi Yamağı" diyen bir başka cesur insanla sohbet edeceğiz.






Hiç yorum yok: