9 Nisan 2011 Cumartesi

Bilgi:

Yeni yazılarım wordpress altyapısı ile www.hakansenbir.com adresinde.

Sevgi ve saygılarımla,

Hakan Senbir

31 Mart 2011 Perşembe

"Ticari pazarlama" da nesi?

"Kavram Pazarlamacılığı" sayesinde ne hale geldik.

Kafa karıştırıcı yüzlerce pazarlama kavramı, canım güzelim pazarlamanın ruhunu aldı götürdü. Bazı kavramları duydukça ve düşündükçe, içinde bulunduğumuz durumun vehameti açıkça ortaya çıkıyor.

Mesela, "Ticari pazarlama" ne demek? Pazarlama dediğimiz oldu bir bütündür ve bir tanedir; çıktısı itibariyle de zaten ticaridir.

Acaba "Ticari pazarlama" diyerek doğrudan bir satış önermesi ile yapılan pazarlama eylemleri mi kast edilmektedir? Eminim öyledir:)

Eğer öyle ise, doğrudan bir satış önermesi ne olabilir, ona bakalım. İnsanlara "ürünlerimizi sadece 3 gün için yüksek fiyattan satıyoruz, kaçırmayın, prestij de yanında bedava" demek zaten mümkün değildir. Doğrudan satış önermesi dediğimiz şey, doğal olarak ekonomik bir önerme olacaktır. Bunlar elbette yapılması gereken işlerdir.

Öte yandan doğrudan satış önermesini anlamlandıran marka değerine yönelik eylemler yapmazsanız, insanlar markanıza değer atfetmezler. İnsan doğası kolay ulaştıklarına, kolaylıkla ulaşamadıkları kadar değer vermez.

Dolayısıyla hem markanıza değer atfedecek her türlü eylem, hem de doğrudan satış önermeleri, sonucu ticari olan pazarlama eylemleridir.

Pazarlamayı imaj, satış diye bölmenin bir anlamı yoktur.

Yeni RTÜK yasası interaktif reklamları arttırır mı?

Yeni RTÜK yasası 1 Nisan'dan itibaren yürürlüğe girecek. Bu yasa ile TV reklamları daha da pahalı hale gelecek. Yaratıcılık şimdi, eskiden olduğundan daha da önemli...

To be, or not to be! That is the question.

Hemen akla iki stratejik soru geliyor:

- TV reklamlarının gücünde, TV'siz bir medya planlama nasıl yapılabilir?

- "Excel tabloculuğu" yapmadan, stratejik planlamanın gücünden nasıl yararlanılabilir?

Yıllardır "İnteraktif, interaktif, interaktif" diyenlere işte büyük fırsat. Bir yılki İPZ geldiğinde sonuçlarını göreceğiz. Kim bu fırsattan yararlanmış, kim yararlanmamış anlayacağız.

Çünkü yıllardır maç izlerim. Ben böyle güzel orta görmedim.


29 Mart 2011 Salı

Logo gerekli bir şey midir?

Şu sıralar Linkedin'deki The Brand Strategy Discussion Group'ta "Logo gerekli bir şey midir?" tartışması sürüyor.

Oldukça radikal bir tartışma.

"Logo marka için olmazsa olmaz bir şey değildir, siyasi, tarihi ve coğrafi bağlamda marka olan ve logosu olmayan kişi, yer ve unsurlar vardır" diye bakan bir bakış açısı bu tartışmanın bir kutbunu oluşturmakta.

Şüphesiz diğer kutupta "logo markanın en önemli sermayesidir" diyenlerin rasyonelleri çok daha tutarlı:

"Logo sahibi olmamak, insanın yüzünün olmaması gibidir."

"Teorik olarak marka için bir logoya ihtiyaç olmadığı doğru olsa da, kötü bir logo bile logosuzluktan iyidir."

"Logo markanın ilk izlenimidir."

"Logo markaya giriş kapısıdır. Logo sol beyin fonksiyonlarını marka adına çalıştırır."

"Logolar marka kimliğinin anahtarıdır. Aksi takdirde Logitech (Switzerland) ve Logitec (Japan) markaları birbirinden nasıl ayrışabilir?"

"İyi tasarlanmış ve göz alıcı bir logo, buzdağının görünen ucudur."

"Harley Davidson gibi bir logo ya da Nike'ın swoosh'u gibi bir sembol iletişime destek veren en önemli elementtir."

Şüphesiz Naomi Klein "NO LOGO"yu bambaşka sebeplerle yazmıştı ama "LOGO mu, NO LOGO mu?" tartışması su götürmez bir gerçek olarak LOGO'dan yana ağırlık basıyor. Yukarıdaki yaklaşımlardan sadece "kötü bir logo bile logosuzluktan iyidir" ifadesine katılmam mümkün değil.

Görsel kaynak:
http://zone.org/photoshop-corel-freehand-fireworks/37761-202-adet-psd-logo-ornekleri.html

25 Mart 2011 Cuma

Kırmızı'nın e-broşürü ile gelen bir başka güzel iş.



















Beretta Heating System için Publicis Bükreş hazırlamış. Mesajı: Kışa hazır. Temiz ve mesajı gayet net bir çalışma. Üzerilerindeki muflon ve örme tasarım, evlere Hansel ve Gratel'den çıkma bir şirinlikteki ev havası vermiş.




Süper iş.

Kırmızı'nın e-broşürü ile geldi. Pepsodent için Lowe Jakarta hazırlamış. Her ne kadar bunu anlamak biraz paleontoloji bilgisi gerektirse de, yine de oldukça başarılı bir iş. Mesajı bile yeter: Yiyecekler (dişlerinizde) kalmasın.

24 Mart 2011 Perşembe

LOST IN VAL SINESTRA: Müthiş bir deneyim.

http://www3.lost-in-val-sinestra.com/ adresine girin. Muazzam bir deneyim yaşayacaksınız. Facebook Connect üzerinden verilerinizin kullanılmasına izin veriyorsunuz ve sizin de içinizde olduğunuz bir oyun başlıyor. Filmde başrol size ait. Filmi sunan da sizsiniz ve Facebook'ta arkadaşlarınız da oyunun içinde. Bir TVC ile yaşatamayacağınız müthiş bir deneyim... Interaktif dünya işte böyle muazzam fırsatlar sunabiliyor. İşte benim Facebook Connect verilerimle kendi filmim. Siz de kendi filminizi yaratabilirsiniz.