21 Ağustos 2010 Cumartesi

Ya çalışanlar stratejiye inanmazlarsa ve duvar yıkılırsa?

Dr. Joseph Michelli "bir şirketin markası çalışanlarının bireysel eylemlerinin toplamından başka bir şey değildir" diyor. Bu söz bir taraftan çok moral verici olmakla beraber, öte yandan çok korkutucu bir gerçeği gözler önüne sermektedir.

Bugün pek çok şirket milyonlarca dolar yatırım yapmakta ve belirledikleri vizyona ulaşmak için stratejik duvarlar inşa etmektedir. Yüzlerce sayfa döküman okunmakta ve analiz edilmektedir. Onlarca yüksek maaşlı akıl bir araya gelmekte ve çekici alanları ayıklayıp stratejiler ortaya koymaktadır. Belirlenen strateji hayata geçsin diye binlerce dolar aylık ücret ödenen ajanslara brifler verilmekte ve bu ajanslardaki beyinler harekete geçirilmektedir.

Bitmedi...

Çıkan işler onlarca medya kanalına plase edilmekte ve bu yatırıma milyonlarca dolar para ödenmektedir. Yani stratejik kaleleri sağlamlaştırmak için koca bir duvar inşa edilmektedir.

Peki, ya çalışanlar stratejiye inanmazlarsa ve duvar yıkılırsa?

Evet, bazı kurumlar stratejilerini kurgularken çalışanlarını, bazıları da hem çalışanlarını hem de satış kanalları gibi stratejik ortaklarını bu süreçle ilgili bilgilendirmektedir. Hepsi bu! Ama tüm bu çabalar da çalışanlara inanç aşılamak için yeterli değildir. Çünkü kerhen yapılan bu bilgilendirme faaliyetleri de bir çeşit "iç reklam" olma özelliğinden başka bir şey değildir.

İşte sadece bu nedenle benim "Kurumsal Akılda Markalaşmak" dediğim bir stratejik gerekliliği, diğer tüm gerekliliklerin yanına koyarak çalışmak ve fikir üretmek gerek.

Burada asıl yük Kurucu'nun ya da CEO'nun omuzlarındadır. Örneğin;
- Virgin'in CEO'su Richard Branson Virgin Hava Yolları için "biz havada taşımacılık işi yapmıyoruz, biz havada eğlence işi yapıyoruz" der.
- Çok benzer bir yaklaşımla Starbucks'un CEO'su Howard Schultz "bizim işimiz kahve sektöründe insanlara hizmet sunmak değil, insan sektöründe kahve sunmak ve kahve bahanesiyle insanlarla ilişki kurmaktır" der.
- Vatan Bilgisayar'ın CEO'su Hasan Vatan mağaza açılışlarında çalışanlarına "müşterilerinize asla ihtiyacı olmayan ürün satmayın, gerçekten ihtiyaçları olan ürünü anlayın ve onu verin" der.

Kurumsal akılda markalaşmak, yukarıdaki iş felsefeleri gibi düşüncelerin tüm çalışanlara bir inanç olarak aktarılması sayesinde olabilir. Kurumsal akılda markalaşmak, asla gelip geçici bir iç iletişim toplantısı konseptinin brifi değildir.

Kurumsal akılda markalaşmak öncelikle insan merkezli olmalıdır; iş aşkını içinde barındırmalıdır ve sahici olmalıdır.

2 yorum:

Burak Gunbal dedi ki...

Hakan Bey,

Stratejinin "çalışanlara pazarlanması" ve "çalışanlar tarafından projenin/fikrin satın alınması" galiba markanın başarıya ulaşması için çok önemli ki bu konudaki en büyük sorumluluk -sizin de vurguladığınız gibi- CEO/GM'ye düşüyor.

Selamlar,

Hakan Senbir dedi ki...

Kesinlikle. CEO herşeydir, sözü çok doğru.
Sevgiler.